Boks
Gelmiş Geçmiş En Çılgın Boksör Galatasaraylı Sabri Mahir! Tanımak İçin Tıklayın
Bir hocasının “boks da yapsana” önerisi üzerine boksla da ilgilenmeye başladı. Mahir, futbol ve boksu bir arada götürse de de 1909 yılında yapılan bir lig maçında rakibi ile tekme tokat birbirine girince Galatasaray’da ilk kez ceza alan futbolcu unvanını aldı ve bir daha da futbol oynamadı.
Sabri Mahir 1894 yılında Samsun’da doğdu. Ressam olmak umuduyla İstanbul’a geldi, Galatasaray Lisesi’nde okumaya başladı. Lisede okurken futbolla tanışan Mahir, çok kısa sürede yeteneğiyle parladı ve Galatasaray A takımına seçildi.
Galatasaray ve Rum sporculardan oluşan Struggles takımları arasında gerçekleşen maç esnasında kavga çıktı. Bu olaylarda Sabri Mahir bir Rum gencini hastanelik etti. Bu olaylardan Galatasaray Lisesi’nin müdürü Tevfik Fikret sorumlu tutuldu ve görevden alındı.
Bunu hazmedemeyen öğrenciler, Sabri Mahir’in önderliğinde protestolara başladı. Bunun üzerine öğrencileri kışkırtmak ve isyana teşvik etmek suçlaması ile Sabri Mahir hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Mahir, çareyi İspanya’ya kaçmakta buldu. 1911 yılında İspanya’da, İspanya Kralı’nın da izlediği bir müsabakada ülkenin orta sıklet boks şampiyonuyla berabere biten bir maça imza attı. Mahir açık ara yendiyse de hakemler maçı berabere bitirdi. Olaylar çıktı. Bunun üzerine kral İspanya’da boksu bir süre yasakladı ve Mahir sınır dışı edildi.
Mahir boksa Fransa’da devam etti. Burada tanıştığı Mısır Prensi ona yardımcı oldu ona ünlü antrenörlerden ders aldırdı ve ünlü boksörlerle maç yaptı. İlk 10 maçında sadece 2 galibiyet alsa da sonradan iyice teknik bir boksör haline gelen Sabri Mahir giderek usta bir boksöre dönüştü. İngiltere’de yaptığı 20 rauntluk maçı puanla galip bitirdi ve taraflı tarafsız her kesimin beğenisi topladı.
Dünyanın en önemli üniversitelerinden Cambridge ve Oxford Üniversitelerinde hocalık yaptı. Bu esnada II. Dünya Savaşı başladı. Sabri Mahir, İngiliz ordusundaki askerlere boks dersleri verirken 1916 yılında ajan olduğu gerekçesi ile tutuklandı. 1919 yılında diğer esirlerle beraber Almanya’ya gönderildi.
Almanya’da tanıştığı kasap çırağı Max Schmeling’i boksör olmaya ikna etti ve hocalığını üstlendi. Sabri Mahir’in öğrencisi olan Max Schmeling EBU’da Avrupa Şampiyonu NBA’de ise Dünya Şampiyonu olarak Almanlar’ın efsanesi oldu. 3 kez ağır sıklet boks şampiyonu olan Max Schmeling 2005 yılında 100 yaşında öldü.
Almanya’da açtığı boks salonunda birçok ünlüye ders verdi. Hatta dönemin ünlü sinema yıldızı Marlene Dietrich’i şımarıklığından dolayı salonundan kovdu. 175 cm’lik ağır sıklete göre kısa bir boyu vardı ancak belalı bir isim olarak nam saldı. Boks hayatını 1925’te 17 galibiyet 8 yenilgi ve aldığı 7 beraberlikle bitirdi. Berabere biten maçlarının neredeyse tamamı olaylı.
Mahir, hayatının sonuna kadar Almanya’da yaşadı. Ne Zaman öldüğü ise bilinmiyor.
NOT : Sabri Mahir ile ilgili çoğu sportif bilgi internet ortamında genel itibariyle yanlıştır. İspanya’daki maç berabere bitmiştir. Diyarbakırlı değil Samsunludur. İspanya’dan İngiltere’ye değil önce Fransa’ya sonra İngiltere’ye geçmiştir.
Bu adamı daha önce duymadığım için utandım, emeğinize sağlık
Vay anasını sayın seyirciler 🙂 siteyi böyle kıyıda köşede kalmış ama tarihimiz için önemli bir simayı haber yapıp bizi bilgilendirdiği için tebrik ediyorum ..
al işte senaryolaştır hayatını tarih dram türünde film yap kasım aralıkta vizyona koy gelsin oscarlar …
içinde spor var savaş var ülkeler arası diplomasi soslu tarih bile var
sinopsis okur gibi okudum hikayesini =)) güzelmiş .
Yorumlara baktığımda benimde aklımdan geçen tam olarak buydu.
Bu adamın Cindirella Man’den eksiği ne, harika bir hikayesi var.
cindirella man bunun yanında çöp gibi kalır acayip birşeymiş bu büyük buhranda geçinmeye çalışan ailenin dramı dışında hiçbirşey yoktu cindrella man filminde dramı yaratanda buydu alt metinde max bear i yenip ailesini kurtaran ve krizden çıkan ABD ile hayallerin ülkesi klişesini anlattılar burada savaş öncesini ve sonrasını anlatan bambaşka bir hikaye var. filmin girişi yıkılmamak için çırpınan bir imparatorluğun son… Devamını oku »
Yemin ederim video’yu izlerken bu hikaye de anlatılan karakter amerikalı olsaydı bu herif çoktan meşhurdu diye düşündüm harika senaryo çıkardı ve bence çok da güzel bir film olurdu eminim
Malik Scoot , Uysk un kampına katılmış beraber antreman yapmışlar . Yanlız Malik Scoot ın yanında çocuk gibi kalıyor . Bence ağır Sklette başarılı olma ihtimalli yok gibi . Süpriz bir Jashua maçıyla paraya para demez ama şansı yok.
https://www.instagram.com/p/BoepzMeAF69/?utm_source=ig_share_sheet&igshid=1rg33rlxc3bhe
Usyk’i ağır siklette başarılı olacağını düşünmek mantıksız bir şey. Usyk yumuşak bir boksör.
boxrecde en eski türk boksörlere bakarken(aktif yada emekli olan) bu adamı görmüştüm. kariyerine falan bakıp sıradan bir adamdır diye düşünmüştüm de adam başlı başına olaymış 🙂 max schmeling i boksör yapmaya ikna etmesi tam olarak gerçekse bayağı enteresanmış. joe louis in kanlısıdır kendisi 🙂 bu arada eski film severlere marlene dietrich inde oynadığı 1957 yapım beklenmeyen şahit filmini tavsiye ederim.… Devamını oku »
Galatasaray da iyi boksör yetiştirmiş yalnız altmışlı yıllara kadar.
O zamana kadar çıkan Türk boksörlerin neredeyse hepsi Galatasaraylı. Garbis Zakaryan vesaire.
Vay be ruhun şad olsun. Keşke filmi yapılsa Müslüm baba gibi. 🙁 Max schemeling ismini de Joe louis, Rocky marciano ya bakarken görmüştüm boxrec de.