Bilgehan Demir “İşte Glory 20 Dubai İzlenimlerim” …
GLORY NASIL GEÇTİ ONUNLA BAŞLAYAYIM!
Merhaba Glory 20 Dubai etabı sona erdi… Kickboks için önemli bir ay olarak değer kazandı Nisan 2015… Aynı ay iki büyük Kickboks organizasyonu Dubai’de… İlkinde Glory 20 maçları vardı… Glory bizim bildiğimiz o muhteşem havasını malesef kaybetmiş… Semmy Schilt, Remy Bonjasky, Tyrone Spong, Gökhan Saki gibi büyük isimleri artık yok gibi… Saki belki devam edecek… Spong ise bacağı kırıldığı için tekrar tekmeli dövüşlere katılmak için o cesarete kavuşamıyor… Ama yine de maç kalitesi yüksek karşılaşmalara sahne oldu. Ancak tribünlere seyirci çekmek için star dövüşçü şart… Dubai Dünya Ticaret Merkezine gelmek için yeterli bir hava yoktu seyirci de buna pek inanmadı ve sadece 1500 kadar bilet satılabildi…
Atakan Arslan’ın da rine çıktığı gecede Gabriel Varga, Amrani’yi yenip 65 kg’nin boşta bulunan kemerini aldı ve yeni Glory Dünya Şampiyonu oldu… Marcus Simon ise 4’lü turnuvada şov yaptı ve kazanan oldu…. Atakan’ın performansı ise Chad’i yenmek için yeterli olamadı malesef… Ama 2 maç hakkı daha mevcut inşallah toparlar… Menajeri ve sevgili dostumuz Birol Topuz da Atakan’ın tekrar ringlerde boy göstermesi için çalışmaları her zaman olduğu gibi yine zorlayacaktır… Bu arenada kalabilmek önemlidir ve başka güçler de ister. Bu güç de Birol Topuz da var…
Roosmalen ise bildiğiniz gibi.. Andy Ristie’yi nakavt etmekten beter etti ve 70 kg unvanını korudu… Bazı maçların sonuçları ise beni çok tatmin etmedi… Mesela Alex Pereira bana göre Jason Wilnis’i yenmişti… Artem Vakhitov da Cavalari’yi ancak sonuçlar ters açıklandı split desicion ile… Yani 2-1’lik skorla…
Cavalari’nin kazanmasını her ne kadar da haklı bulmasam da sempatik Brezilyalıyla hatıra fotosu çektirmeden de edemedik… Roosmalen ve Ristie’den de maç öncesi görüşlerini almış ve sohbet etmiştim… Rosmaleen ne dediyse çıktı… 3. round sonrası beni görün dedi… Öyle de oldu valla… 4. roundda iki kez saydıdrdı Ristie’ye…
GFC FIRTINASI VAR SIRADA!
Dubai’de aynı ay GFC olacak…. Daha gerçekçi şartlar söz konusu… Mesela K-1 gibi GP’ler düzenliyor… İlk iki GP bitti 5 tane daha olacak. Sonra ilk 8 aralıkta şampiyonluk için mücadele verecek. Gökhan Saki’ye ise özel statü verildi… Saki 8’li finale direk katılacak… 15 Mayıs’taki maçlarda Fatih Ulusoy 4’lü turnuvada yer alacak kazanırsa o da 8’li finale çıkacak… vs vs.. Finali şimdiden merak etmiyor muyuz hem de çok fena ediyoruz… Sadece Dubai değil önümüzdeki aylarda Japonya, İstanbul etapları da olacak diye duydum. Umarım finaller İstanbul’da olur… GFC patronu Prince Amir ile de gelecek ile ilgili bir takım projeleri konuştuk… Bana çok mantıklı gelen fikirler verdi…
17 Nisan’da ise Saki vs Ciobanu, Ulusoy vs Lazaar maçlarının yanı sıra 4’lü turnuvadaki Zabit vs McKinnon, Ahmadi vs Ilunga karşılaşmaları da kelimenin tam anlamıyla nefes kesecek. Bu biraz da Glory ile GFC’nin çekişmesinden kaynaklı başarılı bir çalışma olmuş bence… Glory’e az seyirci gelmesinin ana sebeplerinden birde Dubai GFC’yi bekliyor diye değerlendirmek her halde yanlış olmaz.
DUBAİ NASIL BİR ŞEHİR ?
Dubai’de 6 gün kadar kaldım. En çok dikkatimi çeken caddelerin, sokakların inanılmaz derecede temiz olması… Bulduğun çöp kadar altın vereceğiz deseler 3-5 gram ancak altın alırsınız…
Ülkede insanlar arabalarını kilitlemiyor desem yeridir… Hatta Fatih Ulusoy iki kere cüzdanımı kaybettim Bumerang gibi geri geldi diyor… Kimsenin kimseyle bir derdi yok. Selamlaşmanın dışında pek sohbet eden insan olmaması da dikkatimi fazlasıyla çekti… 6 günde 3 yada 4 kez o da otobanda polis arabsı gördüm o kadar… Tepeden baktığınızda hani vardır ya 3D Şehir planlama çalışması…. Herşey otomatik bir şekilde sanki kumandayla çalışıyormuş gibi…
Çok pahalı bir şehir diyebilirim. Hatta sahilde Atakan Arslan’ın ekip arkadaşı Murat Ismık ile dondurma yiyelim dedik iki kişi 90 TL yani 130 Dirhem ödedik 🙂 Dondurma da dondurma olsa neyse… Ama bu durum, şehrin muhteşem büyüsünü pek de bozmuyor.
Çok yüksek binalar ve bir birbirinden farklı yüzlerce gökdelen şehirde iki ayrı bölgede yükselmiş… Bir de villalar var… Ronaldo, Messi, Rihanna da tatillerini kendilerine ait bu villalarda geçiriyor… Palmiye şeklindeki adada bulunan bu villaların en ucuzu arkalarda kalanları 16 milyon USD’den satılıyor…
Yemekler nasıl derseniz pek benim ağız tadıma göre değil… Değişik buldum açıkçası… Türk restaurantları tercih ettim… Tike, Köşebaşı ve Nusret de Dubai’de restaurantlar açmış. Gurur verici… Dubai’de Kralın aileisnden bir kişinin arabasına bindik VIP minibüse… İstanbul’dan arkadaşım Erbakan yapmış… Tesadüf ama guru verici…
Mertoya binmeden önce tereddüt ettik ama o da ne! İnanılmaz zevkli ve herkes kendi içine kapanık ve sessiz sedeasız gidecekleri yere gidiyorlar. Metroda konuşma yasağı var gibi. Hatta Murat ile bindiğimizde biz de konuşamadık ama göz göze gelip sürekli gülüştük… Hatta Dubaili bir abiyle hoş bir şekilde selamlaştım, eee sonra dedim ama gerisi gelmedi…
İnternet bakkalda bile var… Wifi Free olarak kullanılabiliyor… Ama siz siz olun gelmeden önce mutlaka yurt dışı paket alıp gelin benim gibi yapmayın 🙂 İnternet birşey olmaz deyip kendi telefonunuzdan kullanmayın. Dolaşımdan saatte 100 tl kadar geçiriyorlar… Aman… Bu arada teknoloji fuarında havaya zıplayan sperm tipli animatör arkadaşların en solunda ben varım :)) tesadüfen karedeyim… Bizim sirkecide doğu bankta 100 USD’ye satılan elektronikleri çok ucuz diye 200 USD’ye kakalarken yakaldık elemanları 🙂
Güzel spor alanları var… Hava sıcak ve çok sıcak diye değerlendirilebilir mevsimler… Yazın 60 dereceye kadar sıcaklık oluyormuş… Yaz mevsiminde oteller bu sebeple oldukça ucuzmuş… Nisan başı biz 36-39 derece gördük biline…
Ne olursa olsun ne zaman giderseniz gidin kalın elbise olayına pek girmeyin… 1 tane yine de eşofman üstü olabilir maksimum 2 tane… Ama palto falan almayın bana güldükleri gibi sizi de affetmezler… AVM’lerde klimalar sebebiyle buz gibi… Üstünüze buralarda eşofman üstü, hırka vs lazım olabilir… AVM demişken 2 tane büyük avm var o kadar…. Dubai Mall ve Emirates Mall… Dubai Mall’da kaybolma garantisi veririrm size fena büyük… Belki başka avm de vardır ama ben rsatlamadım duymadım hep bu ikisi konuşuluyor…
Taksiler ucuz neden derseniz yakıt çok uygun bir otomobil deposu fullemek 65 TL civarında… Ama benzinci sayısı da çok az gibi geldi bana…
Gezilip görülecek en önemli 3 yer neresi derseniz Burc Khalifa, Plajlar, ve kesinlikle Sahra Çölü Safarisi…. Ben Safari yapamadım bir daha ki sefere inşallah…
Türkiye ile BAE arası uçakla yaklaşık 5 saat sürüyor… Vize 100 USD karşılığında eğer bir sakıncanız yoksa 2-3 günde alınıyor… Vize için uçak bileti ve otel rezervasyonu şart…
Saat farkı ise 1 saat… Dubai bizden 1 saat ilerde… Yani bizde saat 12.00 ise onlarda 13.00… Zaten orada telefonu açar açmaz değişiyor saat otomatik olarak…
Çöl fırtınası şehre kadar inebiliyor… Bazen göz gözü görmüyor… Çok sık olmaz dediler ama biz gördük tüm arabaların üzeri kum olmuştu… Yıkamalar dolup taştı uzun kuyruklar oluştu…
Sabahları çoğu zaman sis bulutları da oluyor. Ama bu çölden gelen değil… Uzun binaların olduğu yerlerde olurmuş genelde. Bende birinden duydum…
En çok aklımda kalan ise havalimanında bizi almaya gelen abinin Metroyu bize göstermesi ve baaak Metro demesiydi… Atakan Arslan “bu arkadaş bize Metro Gören Masum Köylü” muamelesi yapıyor deyince ben tutamadım kendimi ve kahkahayı patlattım. Adamın bana neden kahkaha attığıma dair bakışını görmeniz lazımdı… :))) Bi de o bakışa güldüm… Yarıldık fena halde…
Dubai televizyonlarında iki kanaldan birinde Türk dizileri var…. Nereyi açsan arapça konuşan Kıvanç Tatlıtuğ yada Beren saate rastlayabilirsiniz… Ben bizzat tanığım… Yani o hep anlatılan şehir efsanesi doğruymuş…
Osmanlı lakaplı sporcumuz Fatih Ulusoy’un Dubai’ye ayak uydurması ve halkın sevgilisi haline gelmesini de onu daha da yakından tanıyınca fark edebiliyorsunuz… Kendisini iyi sevdirmiş. Sevilmeyecek bir adam da değil… Okay Brodır dedi mi akan su duruyor Dubai’de… Seni seviyoruz kardeş….
Ama duyduğum bazı şeyler de pek hoşuma gitmedi… Mesela gelir dağılımı çok berbat… Ayda 200-300 dolara iki yıl izin yapmadan çalıştırılan Filipinliler varmış…
Bu arada teşekkür etmeden geçemeyeceğim Dubai’de kickboks hayatını sürdüren Fatih Ulusoy ayak bastığımız gün bizi aradı ve hoşgeldiniz dedi ve bizi 6 gün boyunca hiç ama hiç yanlız bırakmadı… Misafirperverliği için teşekkür ederim… Dubai’de yaşayıp hiç aramayan sporcu arkadaşlar da oldu canları sağolsun.. Hani bir hoşgeldin bile denseydi fena olmazdı… Tanıtımlarında yedikleri ekmekte ciddi payımız var….
Bu arada bir itirafta bulunayım herkes Dubai sahillerinde denize girmek için neler vermezken ben ayağımı bile sokmadım. Pişmanım…. Ancak sahilde bir kere gittim biraz su içtim o kadar. Bana ait olmayan “Kırmızı Araba” ile attığım tursa Palmiye Adasındaydı… Ronaldoyu görseyidm gazlardık ama gerek kalmadı. ayrıca hız cezasının 2000 tl’den başladığını hatırlatmak gerek. Kırmızı ışıkta bilerek geçtiğne inanırsa polis, seni ruh hastası bu diye tedaviye gönderiyor… 🙂
İyisiyle kötüsü ile hoşuma giden bir seyehati de böyle tamamlamış oldum. Gezdiğim 25. ülke oldu bu… 75-80 kez falan yurt dışı gezim oldu en iyilerindendi… Artık yolculuk yaptığım yerlerden izlenimlerimi size mutlaka elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım…
Kimse kızmasın, ben yine Atakan a baktım fotolarda. Selçuk Aydın da ve Atakan da olmayan şey neyse Fatih Ulusoy da var. Bu genel rahatlık, pozigif olma, dikkat edin Lennox da da vardı. Bu olmayınca arkadaşlar maçlarda gereksiz kasılıp enerjiyi içerde tüketiyor. Bana göre bu tip konularda sağlam psikolog desteği şart. Nitekim Atakan ın vücut yapısı mükemmel ama maçta herkes gördü… Devamını oku »