Amatör Boksta Fırtınalar Estiren Seyda Keser, İlk Profesyonel Maçına Çıkıyor. Seyda’dan Fight Club’a Çok Özel Açıklamalar!

Amatör kariyerinde Türkiye Şampiyonluklarıyla bir döneme damgasını vuran Ağır Sıklet Seyda Keser 23 Aralık’ta TV8,5 ekranlarında canlı yayınlanacak RMO Boxing organizasyonunda ilk profesyonel maçına çıkıyor. Milli boksörümüzle kariyerini, gelecek hedeflerini ve profesyonel boksu konuştuk.

23 Aralık’ta hayatında yeni bir sayfa açıyorsun. Profesyonel kariyerinde kısa ve uzun vadeli hedeflerin neler?

Kısa vadede WBC Akdeniz ve Avrupa Kemerlerini alabilecek seviyelerde maçlara çıkıp sonrasında da tabii ki dünya şampiyonluğu için mücadele etmek hedeflerim arasında yer alıyor.

23 Aralık’ta Milli Takım’dan çok yakın arkadaşım Ali Eren ile ringe çıkacağız. Ali Eren artı 91 kiloda ben 91 kiloda milli formayı beraber giydik. Uzun bir aradan sonra Ali Eren Demirezen ile aynı ringte dövüşmek benim için çok büyük bir onur olacak. Yine Umut Çamkıran da Akdeniz Kemeri için ringde olacak. Güzel bir boks akşamı bizleri bekliyor.

2020 Olimpiyatlarına hazırlanmak yerine profesyonelliğe geçmeyi tercih ettin. Bu kararı almanda neler etkili oldu?

Uzun yıllar Milli Takım’a hizmet ettim. Rio Olimpiyatları için yapılan kota maçlarına ayağımdaki sakatlık nedeniyle gidemedim. Sabah ayağımdaki sakatlık beni uçağa binmekten alıkoydu. Rio Olimpiyatları içimde bir uhde olarak kaldı.

2020 Olimpiyatlarına uzun bir süre vardı ve artık profesyonellik için yaşım geçiyordu. Benim de geçmişten bu yana aklımda profesyonele geçmek olduğu için bu kararı almam zor olmadı. Profesyonel boksu çok yakından takip ederim. Tanımadığım profesyonel boksör azdır. Kendi kilomda da profesyonel arenadaki isimleri takip ediyordum. Ben de kendime güvendiğim ve onlarla mücadele edebileceğime inandığım için profesyonel oldum. 2018 yılını sadece bir Akdeniz Oyunları ile kapatmak istemedim. Profesyonel kariyerime yatırım yapmak istedim. Bu bir sene içerisinde karnemi doldurmak istiyorum.

WSB Turnuvasına dönersek Denis Poyatsyka galibiyetin çok önemliydi. İyi bir turnuva geçirmiştin biraz WSB’den bahsedebilir misin?

Ukrayna’da inanılmaz bir seyirci vardı. O duyguları tekrar yaşıyor gibiyim şu an; tüylerim diken diken oluyor. Tribünler tıklım tıklımdı. Biz oraya Milli Takım olarak gittik. İlk maça çıkan arkadaşım mağlup döndü. İkincisi de mağlup olarak gelince ben hırslandım. Yaptığımız mücadelenin televizyondan yayınlanacağını da bilmiyordum ama dövüşeceğim ismin takım kaptanı olduğunu ve çok tecrübeli isim olduğunu biliyordum.

Çok iyi çalışmıştım. Çalışmayı seven bir yapım var. Antrenman yapmayı seviyorum. Tempoyu iyi ayarladım. Daha önceden de maçlarını izleyip analizini yapmıştım Poyatsyka’nın. İyi konsantre de olarak maçı aldım.

Profesyonelde menajeriniz kim oldu?

Birol Topuz’la anlaştım. Birol Hoca daha önce de ağabeyim Samet Keser’in menajeriydi. Sporun dışında da muhabbet ettiğimiz bir isim kendisi. Birol Hoca’nın işe olan ciddiyeti, profesyonelliği ve vizyonu ile onunla çalışmak istedim.

Profesyonel boksu yakından takip ettiğini biliyoruz. Profesyonel arenada senin için üç favori isim kimdir?

Bazı insanlar bunu kabullenmese de dünya boksunun ve profesyonel boksun kralı benim gözümde yaşayan efsane Floyd Mayweather Jr’dır. Son dönemin formda ismi, Dünya Şampiyonu hem zekası hem oyun disipliniyle Oleksandr Usyk de favorilerim arasında yer alıyor. Onunla birlikte kamp da yaptık. Uzun zamandır takip ettiğim yine son dönemde daha çok ön plana çıkan Lomachenko’yu da sayabilirim Loma tam bir makinedir.

Teknik boksörleri seviyorsun sanırım?

İşini hakkıyla yapan, teknik becerileri olan boksörleri seviyorum. Şuna dikkat çekmek istiyorum. Usyk-Huck maçını hatırlıyoruz. Huck patlayıcı gücüyle fark yaratıyordu. Sayısız kemer koruma maçına çıktı ama Usyk karşısında gördük ki sadece güç ve kondüsyona sahip bir isim, boks zekası ve tekniğe yenildi. Güç ve kondüsyona zeka ve tekniği de eklemek gerekiyor.  Andre Ward Kovalev maçında da bunu gördük. Kovalev muhteşem bir boksör. Tam bir askerdir. Onun antrenörüyle de çalıştım. Rusya’nın üçüncü adamıydı dünya yıldızı oldu. Kovalev’i çok yakından takip ediyordum. O da üstüne koyarak bugünlere geldi ve yenilmez duruyordu ama kurnaz Ward onu alt etmeyi başardı.

Güç kuvvet ve dayanıklılık profesyonel bir boksörde zaten olmalı. Farkı yaratan zeka ve teknik olacaktır. Beni izleyen insanların bu boks yapıyor demeleri gerekiyor. Bunun bilincinde çalışıyorum. Ben bu stildeki insanları seviyorum.

Beterbiev mesela çok önemli bir isim ama ilerleyen dönemlerde sıkıntı yaşayabilir. Usyk-Gassiev maçını da çok merak ediyorum. Gassiev çok kemikli kuvvetli bir isim. Golovkin de çok ayrı bir isim tabii ki.

GGG elini açığa göre ayarlıyor. Elinin düz açıdan gireceğini düşünmüyorsa elini pozisyona göre değiştirebiliyor. Çok enteresan bir boksör.

Sizin boksla tanışmanız nasıl oldu?

İstanbul’da Kick Boks ile başladım. Üç yılın sonunda tekme atmak değil de yumruk atmak daha güzel geldi bana. Boks daha köklü bir spordu. Gözüme daha hoş geliyordu. Ağabeyim Kick boksa devam etti. Avrupa şampiyonluğu ve dünya ikinciliği yaşadı.

Amatörde 7 kez Türkiye Şampiyonu oldum. İki tanesi 91+, diğerleri 91 kilodaydı. 91 kiloyu çok benimsemiştim. Vücudumun kaldırabileceği kilo 91 olarak düşünmüştüm. Fenerbahçe Spor Kulübünde ve Milli takımda uzun yıllar görev aldım. Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında hep çeyrek finalde kaldım. Çoğu zaman lobicilik yüzünden 1 senelik emeklerim boşa gitti. Bunlar da çok yıldırdı beni.

Amatör kariyerini bitirmiş ve profesyonel olmuş bir sporcu olarak senin genç boksörlerimize tavsiyelerin neler olacak?

Bu işi kamplarda zaman geçirmek ve etraflarındaki insanların övgülerini duymak için yapmamaları gerekiyor. Her zaman daha iyi olabileceğini bilerek her zaman daha çok çalışmaları gerektiğini bilmeliler. Ben Rusya’da, Ukrayna’da, Avrupa’da hatta Küba’da kamp yaptım. Oradaki sporcuların çalışmalarını gördüm. Antrenmanı ibadete çeviren sporcuları gördüm. Antrenman kültürü ve stili ülkemizde henüz oturmadı. Rakiplerimiz çok ciddi çalışıyorlar. Çok antrenman yapıyorlar ve çok sert sparringler yapıyorlar.

Antrenmandan daha önemlisi de sporcuları sporcu yapan özel yaşantıları olacaktır. Bir hedef belirleyip o hedef doğrultusunda çalışırlarsa her şeyi başarabileceklerdir. Aslında bizim rakiplerimizden yetenek anlamında farkımız yok.

Sosyal Medyayı aktif kullanıyorsun yolun başında olmana rağmen ileride bir boksöre meydan okusaydın bu kim olurdu?

Bu konu için çok erken. Ben her şeyden önce Neyi bilirim? En iyi haddimi bilirim. Henüz yolun başındayım. Ufak ama emin adımlarla ilerlemek istiyorum. Büyük maçların zamanı geldiğinde zaten seyirciler beni o seviyeye aday gösterecektir.

Peki hangi seviyede olmak isterdin? Kiminle maç yapmak isterdin?

Ben bir David Haye hastasıyım. Haye ile onun seviyesinde olup onunla ringde olup terimizin birbirine karışmasını isterdim. Örnek aldığım bir sporcu kendisi. Hem zekası hem gücüyle inanılmaz bir sporcu.

En sevdiğin yumruğun hangisi?

Bu aramızda kalsın. Rakiplerim şimdiden öğrenmesinler 🙂

Boksta seyircinin anlamadığı şey nedir?

Türk seyircisinin anlamadığı şey boksun bir zeka oyunu olduğunu bilmemeleridir. İnsanların bu sporun kavgadan fazlası olduğunu anlamaları gerekiyor. ABD’de bu kültür oturmuş.

Tarihten üç kişiyle yemek yeme şansın olsa kimler olurdu?

Muhammed Ali, Lennox Lewis ve Teofilo Stevenson. Felix Savon ile Küba’da tanışma fırsatım olmuştu. Onunla bir fotoğraf çekildik. Tam maça çıkarken onu yakalamıştım. Dünya Boksunun gelmiş geçmiş en büyük isimlerle yemek harika olurdu.

Röportaj: Cihat Gemici